Muhsin Solak (İlim Adamı)
Muhsin Solak Hocaefendi, 1930 yılında Selamet Köyü’nde doğdu. İlköğrenimini Adacami İlkokulu’nda tamamladı. Köyünün ve Güneysu’lu hocalardan dersler alarak dini bilgisini geliştirdi. Daha sonra Adacami Köyünde bulunan Yeni Camii’de imamlık yapmaya başladı. İki sene bu camide görev yaptıktan sonra Selamet Köyü Cami imamlığına getirildi.
1970 yılında da Güneysu Merkez Camii imamlığına atandı. Bu camide yedi yıl görev yaptı. Merkez Camiinde görevi esnasında 1977 yılında geçirdiği kaza sonucu vefat etti.
Güneysu Belediye eski Belediye Başkanı Ahmet Minder`in sözleriyle Muhsin Hocaefendi:
"Muhsin Hoca özellikle ilk gençlik yıllarımda yani 1970`li yıllarda Güneysu`da hocalık yapması sebebi ile kendisini çok yakından tanıdığım çok muhterem bir kişiliktir. Özellikle gençlerle olan ilgisi ve halkla olan yakın teması ile tanınan Muhsin hocamız, ilmiyle amil, derin bir islami bilgiye sahip, cemaatin çok sevip saydığı bir hocaefendi idi. Kendisi ile aklımda kalan bir kaç anıyı paylaşmak istiyorum. Özellikle benim camiye alışmamı ve Camiyi sevmemi, namaza başlamamı sağlayan kişi olduğunu söylemekte fayda var diye düşünüyorum. Özellikle gençlerin kılınan namazdan sonra yanlışlıklarını bizzat isim vererek söylemesi ve doğru hareketleri göstermesi gençlerle nasıl ilgili olduğunun açık göstergesi idi."
Televizyonun Güneysu`ya yeni geldiği 1970`li yıllarda, bir yılbaşı gecesi gecenin 2-3`üne kadar televizyon izlediğimiz salonda kaldım ve geç vakit eve doğru giderken, caminin avlusunda Muhsin Hoca`yı gördüm. Hocaefendi bana: 'Bu saate kadar neredeydin Ahmet' diye bir soru yöneltti. O an donup kaldım. Kendisine yalan söyleyemedim ve 'Televizyon izliyordum hocam' dedim. Bana çok duygulu bir bakışla bakarak: 'Bu saate kadar televizyon mu izledin Ahmet' demesi o anda beni tamamı ile yıkmıştı. Muhsin Hoca hiç kızmazdı. Son derece alçak gönüllü idi. Güneysu`ya İmam Hatip okulunun kurulmasına ve Güneysu Merkez Kur`an kursu`nun açılmasına öncülük etmesi, tüm hayır işlerinde vatandaşı yönlendiren ve halka öncülük eden yönünü göstermektedir. Halkla iç içe olan Muhsin Hoca sık sık oyun oynanan kahvehanelere giderdi. Onu gören Güneysu halkı hemen oyunu bırakır onunla sohbete dalardı ve bu sohbetten büyük keyif alırlardı. Muhsin Hoca sohbetin sonunda ben şimdi camiye namaza gidiyorum deyince de kahvehanedeki tüm insanlar onunla birlikte camiye namaz kılmaya giderdi. Halkın sevgi ve saygısını kazanan Muhsin Hoca çok genç yaşta vefat etti. Babamın vefatında o kadar gözyaşı döktüğümü hatırlamıyorum desem yalan olmaz. Allah kendisine gani gani rahmet eylesin."
Sobacı Nuri Kaba`nın dilinden Muhsin Hocaefendi:
"Muhsin hocamızı, Yusuf Hocanın Vefatı sonrasında göreve başlamasıyla tanıdık. Kısa bi süre zarfında da olsa kaynaşma sağladık. Her insana karşı Günül Fatihi olduğunu öğrendik. Vaizleri ile, Hayırseverliği ile, hasta bakması, misafirperverliği nerede görürse görsün hal hatır sorması ile herkesin gönlünde taht kurmuştu. Yalnız dille değil, görünüş ummanı ile de güzel bir ahlak saçardı. Söz ile tarif ettiğimiz bu özellikler onun güzel ahlakını tarife sığmaz diye düşünüyorum. Askere giderken kendisine uğramıştım. kendisinden hayır duası istedim. O da bana: "Peygamber ocağına gidiyorsun. unutma hayatının en güzel ve kıymetli zamanları orada geçecek. değerini bil dedi" bu sözü üzerine boyumun kısalığı yüzünden beni almadıkları asker ocağına, zorla ve ısrarla gittim. Muhsin hoca`nın şairlik yönü de vardı. Hitabeti kuvvetliydi. Aklımda kalan bir sözü var bunu paylaşmak istiyorum. 'Bağına bak ki üzüm olsun; sonra o üzümü yemeye yüzün olsun' bu sözü unutamam ve bu sözler sanırım her şeyi anlatmaya yeter."