Mustafa YAZICI (İba Hoca)
1910 yılında Yenicami Köyünde doğdu. Küçük yaşlarda kendi mahallesindeki mescitte hafızlığa başladı. Hafızlığı bitirdikten sonra senelerce kendi köyündeki bu mescitte görev yaptı. Bir süre İstanbul`da sandalcılık yaptıktan sonra yine köyündeki camiye döndü. Görevi esnasında Rize`de görev yapan meşhur hocalardan sürekli dini dersler alarak ilmi bilgisini ilerletti. Çayeli Büyükköy Merkez Camiinde yedi sene imamlık yaptıktan sonra yine köyüne döndü ve Adacami Merkez Camisinde 14 sene imamlık yaptı.1981 yılında 71 yaşında iken vefat etti.
NOT: İba Hoca`nın 1978 Yılında yazmış olduğu "Ah Gidi Yeşil Rize" şiiri dini ilminin yanında, edebi ilmini de açık açık yansıtmaktadır.
İŞTE O ŞİİRİ: AH GİDİ YEŞİL RİZE
Ah gidi seni Rize, çaydan aldın adını
Gülüyor memleketin erkeği ve kadını
Çok senelerden evvel yetiştin derdimize
Taze tomurcukların neler bahşetti bize
Gelinlerin boynuna taktın beşi birlikler
Kızların kollarını doldurdun bilezikler
Süsledin yamaçları cennet oldu bu yerler
Saymakla bitiremem daha neler var neler
Seni yaşatmak için dikkatli olmalıyız
Taze filizlerini sepete koymalıyız
Yabancı maddeleri, yahut kart yaprakları
Sakın katma hemşehrim, koca koca sapları
Yerliye, yabancıya sevdirmeli bu malı
Rengi, kokusu güzel, randımanlı olmalı
İdareciler işe çok titiz davranmalı
O biçim adamları kantara almamalı
Bu mübarek nimetin kadrini bilmeliyiz
Dünyadan hırsızlığın kökünü silmeliyiz
Eğer ihmal edersek kıyarız kendimize
Neme lazımcılığın zararı hepimize
O bizdendir, değildir adam kayırmamalı
Partilidir değildir, zümre ayırmamalı
Yol, köprü, hasenata bakanlarımız azdır
Azından anlayana sivri sinekler sazdır
Evvelce varmı idi bu rahatlık, bu para
Hanımda, erkeğinde düşünce kara kara
Çarığın deliğini şokalilan tıkardın
Kirli çamaşırları kül suyunda yıkardın
Baban getiremezdi yarım kalıp sabunu
Kalçasını soyardı giydiği iplik donu
Buğday ekmeğini bulsan verirdin hastalara
Omuz üstü bakardın şekerli pastalara
Yüz paralık iç yağı atabilsen kazana
Şekeri bulabilsen saklardın ramazana
Şimdi evde radyosu, çamaşır makinası
Gardrobu, koltuğu, somyalı karyolası
Milangazı da aldı, çifter çifter halısı
Ne bu israf sefahat! Sanki Newyork valisi
Daha neler var neler, işte sayayım bakın
Her düğünde atılır mermiler bine yakın
Takaruf on beş ateş atılır da atılır
Bunların arasına bombalar da katılır
Bu kadar bomba, mermi nerelerde satılır
Arayan soran yoktur, desem kime çatılır
İstersen anlatayım daha da berbatını
Meyhaneciye sorun rakı sarfiyatını
Kırk sene evvelini çabuk unuttun neden?
İnanmazsan sor da bak sağ değil midir deden?
Bu gidişle acaba gidiyoruz nereye?
Yıkılır herşeyimiz, boğuluruz dereye
Kapıldık sosyeteye, eskileri unuttuk
Bu hal böyle giderse hepimiz hapı yuttuk.